Diyarbakır’da barış mitingi: ‘Onurlu bir barışa ihtiyaç var’
DİYARBAKIR –Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP), 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle “Toplumsal barış için eşit ve özgür yaşam” sloganıyla Diyarbakır Gar Meydanı’nda miting düzenliyor. .
Polis miting öncesinde yoğun güvenlik önlemi alarak miting alanına giden tüm yolları kapattı. Basın mensuplarının ve vatandaşların üstleri iki ayrı güvenlik noktasında aranarak bölgeye götürüldü. Polis, basın mensuplarının arama noktasında fotoğraf çekmesine izin vermedi ve gazetecilerin fotoğraflarını çekti.
Kadınlar, “Savaşlara karşı sesimizi yükseltiyoruz, biz kadınlar barış istiyoruz”, “Direnerek kazanacağız”, “Kadınlar barışın teminatıdır”, “Barış, yaşam ve özgürlük” pankartlarının asıldığı miting alanına yürüdü. , “Orman yangınları siyasidir” ve “Onurlu barış için ayağa kalkın”. Kortej halinde girdi. “Kadın mahkumlara özgürlük” ve “Jin jiyan azadi” pankartları taşıyan kadınlar, yürüyüş sırasında sık sık “Siyasi tutsaklar bizim onurumuzdur” ve “Jin jiyan azadi” sloganları attı.
Saat 16.00’da başlayan mitinge, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Saliha Aydeniz ve milletvekilleri katıldı.
‘ONURLU BARIŞ ONURLU BİR ANKETÇİ YOLUYLA OLACAK’
Mitingde ilk konuşmayı Yeşil Sol Parti Diyarbakır İl Eş Sözcüsü Abbas Şahin yaptı. “Biz bu halka, bu topraklara barışı getireceğimizin sözünü verdik” diyen Şahin, şöyle konuştu: “100 yıldır bu topraklarda, Ortadoğu’da kan ve gözyaşından başka bir şey görülmedi. Bu toprakların onurlu bir barışa ihtiyacı var. Onurlu barış ancak muhatabıyla sağlanabilir, toplumsal barış için.” “Önce eşitlik ve özgürlük olmalı” dedi.
‘KÜRT HALKI BARIŞIN SESİNİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEK’
Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ise konuşmasına, “Merhaba direnen Amed halkı, merhaba savaşa beyaz eşarplarıyla barikat kuran barış anneleri. Emek katan aziz halkımızın Barış Günü kutlu olsun. her gün barışın gelmesi dileğiyle” dedi. “Barış sadece ölümlerin sonu değil, yaşamın da sonudur.” Barış mücadelesinde kaybettiklerimizi onurlandırmaktır, vefadır. Bu sadece masalarda imzalanan bir anlaşma değil. Bütün halkların eşit ve özgür yaşamasıdır. Çok dillidir, çok kültürlüdür. Hiç kimse barışı tek bir kimliğe sığdıramaz. Bu dünya iki büyük dünya savaşı gördü, binlerce bölgesel savaş gördü ve ne yazık ki hala görmeye ve yaşamaya devam ediyoruz. Bizi bu dünyanın savaşsız olamayacağına inandırmaya çalışan yöneticilerle karşı karşıyayız. Barış ve savaş ikilemini en iyi bilen coğrafyanın insanlarıyız. Kürt halkının 100 yıllık direnişi barış umudumuzu güçlü tutmaya devam ediyor. ‘Kadın direnişi barışın sesidir’ diyoruz. Bu çaba ne AKP hukukuyla, ne AKP hukukunun öldürülmesiyle, ne de onun kucakladığı savaşla durdurulamaz. “Görmek istemediğiniz her yerde Kürt halkı orada olmaya ve barış için sesini yükseltmeye devam edecektir” dedi.
‘ONURSUZ BİR BARIŞ KURULANA KADAR MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK’
Türkiye’deki ekonomik krizin nedeninin savaş politikaları olduğunu belirten Uçar, “Okullarda gençler her gün birbirini bıçaklıyor. Ekonomik kriz nedeniyle kiracılar ve ev sahipleri birbirlerini vuruyor. İnsanlar intihar ediyor. Bunların hepsi bir modül. Hükümet savaşın gölgesinde bir barış ütopyası yaratıyor.” “Bizi öyle olduğuna inandırmaya çalışıyor. Onurlu bir barış sağlanana kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
Uçar, Türkiye’de demokrasinin, eşitliğin ve özgürlüğün önündeki en büyük engelin Kürt sorununun çözümsüz bırakılması olduğunu belirterek, çözüm için İmralı’ya işaret etti. (DUVAR)